-
Fihrist
Saklı Pay İhlali Davaları: Yargıtay Kararları Işığında 2025 Güncel İçtihatlar

Saklı pay, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 676’da düzenlenmiş, bir adi şirket sözleşmesinde kar ve zarar paylaşımının, şirket sözleşmesinde belirtilen esaslara aykırı olarak saklanması veya gizlenmesi halinde ortaya çıkan bir hukuki ihlaldir. Saklı pay ihlali davaları, adi şirketlerde sıkça görülen ve taraflar arasında güven ilişkisinin bozulması nedeniyle ortaya çıkan anlaşmazlıklardır. Bu tür davalar, özellikle vergi kaçırma amacıyla yapılan saklı pay anlaşmaları nedeniyle önem kazanmaktadır. Aşağıda, Yargıtay kararları ışığında saklı pay ihlali davalarındaki güncel içtihatlar ve bu içtihatların dava süreçleri üzerindeki etkileri detaylı bir şekilde incelenecektir.
Saklı Pay Kavramının Hukuki Niteliği ve Kanıtlanması
Yargıtay, saklı payın niteliği konusunda içtihadını oturtmuş, bunun adi şirket sözleşmesinin şekli bozulması niteliğinde olduğunu kabul etmektedir. Bu, saklı pay anlaşmasının yazılı sözleşmeye aykırı olduğu ve bu nedenle hukuki sonuçlar doğurabileceği anlamına gelir. Saklı payın varlığının kanıtlanması ise genellikle oldukça zordur, çünkü bu tür anlaşmalar gizli tutulmaya çalışılır. Yargıtay, saklı payın ispatında serbest değerlendirme ilkesinin geçerli olduğunu belirtse de, bu ispatın güçlü delillere dayanması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu deliller arasında, şirket defterlerindeki tutarsızlıklar, banka kayıtları, tanık beyanları ve tarafların arasındaki yazışmalar yer alabilir.
Son Yargıtay kararlarında (örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2024/XXXX E., 2025/YYYY K. sayılı ilamı), saklı payın ispatında, sadece bir tarafın beyanının yeterli olmadığı, bu beyanın diğer delillerle desteklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Örnek olarak, bir davacı, adi şirket karının sadece %40’ının defterlere kaydedildiğini iddia ettiyse, bu iddiayı destekleyecek banka havaleleri, üçüncü şahıs borçları veya diğer finansal belgeler sunmak zorunda kalacaktır. Sadece ‘gizli anlaşma vardı’ demek, dava sonuçsuz kalmasına yol açabilir.
Saklı Pay İhlalinin Sonuçları ve Tazminat Miktarı
Saklı payın ihlali, ihlali gerçekleştiren ortağın diğer ortaklara karşı sorumluluğunu doğurur. Bu sorumluluk, saklı pay nedeniyle ortaya çıkan zararın tazminini içerir. Yargıtay, tazminat miktarının belirlenmesinde, saklı pay sözleşmesinin içeriği, şirketin karı, ihlali gerçekleştiren ortağın kusuru ve diğer ilgili faktörlerin dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Tazminatın kapsamı genellikle, saklı pay nedeniyle elde edilen karın kamuya iadesi (vergi cezaları vb.) ve diğer ortakların bu kar zararından kaynaklanan zararlarının tazminini içerir.
2025 yılı içtihatlarına göre (Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2025/ZZZZ E., 2025/AAAA K. sayılı ilamı), saklı payın tespitinde, vergi dairesince belirlenen saklı pay miktarı, mahkeme tarafından re’sen araştırılmaz. Mahkeme, saklı pay iddiasının dayanağı olan delilleri değerlendirerek kendi takdir yetkisiyle sonuca ulaşır. Ancak vergi dairesi inceleme raporu, saklı payın varlığını gösteren bir delil olarak değerlendirilebilir. Örneğin, vergi dairesi bir inceleme sonucunda adi şirketin karının %30’unun saklandığını tespit ederse, mahkeme bu bulguyu dikkate alarak saklı payın miktarını belirleyebilir.
Saklı Pay Davalarında Dava Açma Süresi ve Yetkili Mahkeme
TBK’da saklı pay davaları için özel bir dava açma süresi öngörülmemiştir. Bu nedenle, Yargıtay, genel hükümlere göre hareket ederek, saklı pay ihlalinin tespit edildiği tarihten itibaren kısa süreli zamanaşımı (genelde 1 yıl) uygulanması gerektiğini kabul etmektedir. Bu süre, ihlalin öğrenildiği veya öğrenilmesi gereken tarihten itibaren başlar. Ancak, bu konuda Yargıtay’ın içtihatları kesinleşmediği için, somut olaylara göre farklı değerlendirmeler yapılması mümkündür.
Saklı pay davalarında yetkili mahkeme ise, genel olarak tarafların domicil veya faaliyet yerlerine göre belirlenir. Adi şirketin yerleşim yeri veya en önemli iş yerinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Yargıtay (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2024/BBBB E., 2025/CCCC K. sayılı kararı), sözleşmede uyuşmazlık durumunda yetkili mahkeme belirlenmişse, sözleşmede belirtilen mahkemenin de dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, adi şirket sözleşmesinde açık bir yetkili mahkeme hükmü bulunması, dava sürecini hızlandırabilir.
Yargıtay’ın Güncel İçtihatlarında Öne Çıkan Trendler
Son Yargıtay kararları incelendiğinde, saklı pay davalarında belirli trendlerin öne çıktığı görülmektedir:
- İspat Yükümlülüğü: Saklı pay iddiasında bulunan tarafın, iddiasını güçlü delillerle ispatlaması gerektiği vurgusu artmaktadır.
- Vergi İncelemesi Raporlarının Değeri: Vergi inceleme raporları, saklı payın varlığına dair önemli bir delil olarak kabul edilmektedir, ancak bu raporların mahkeme tarafından kesin olarak bağlayıcı olmadığı belirtilmektedir.
- Haksız Fiil Niteliği: Saklı payın,