You are currently viewing 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler
2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler: Detaylı Analiz

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler: Detaylı Analiz

2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda Güncel Değişiklikler

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu, Türkiye Cumhuriyeti’nde toplantı ve gösteri özgürlüğünü düzenleyen temel mevzuattır. Yıllar içinde çeşitli değişikliklere uğrayan kanun, özellikle son dönemde yapılan düzenlemelerle yeniden gündeme gelmiştir. Bu makalede, 2911 sayılı Kanun’daki güncel değişiklikler detaylı bir şekilde incelenecek, bu değişikliklerin gerekçeleri, etkileri ve uygulamadaki olası sorunlar değerlendirilecektir.

Kanun’un Tarihsel Gelişimi ve Temel İlkeleri

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu, 1983 yılında yürürlüğe girmiştir. Kanunun temel amacı, toplantı ve gösteri özgürlüğünü güvence altına alırken, kamu düzenini, genel ahlakı ve başkalarının haklarını korumaktır. Kanun, toplantı ve gösteri yapmak isteyenlerin valiliğe önceden bildirimde bulunmasını, belirli yerlerin toplantı ve gösteri için yasaklanabilmesini ve güvenlik güçlerinin yetkilerini düzenlemektedir. Ancak, kanunun zaman içinde eleştirilere maruz kaldığı da bir gerçektir. Özellikle, bildirim yükümlülüğünün toplantı ve gösteri özgürlüğünü kısıtladığı, yasaklama yetkisinin keyfi kullanılabildiği ve güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandığı yönünde eleştiriler dile getirilmiştir.

Son Değişikliklerin Gerekçeleri ve İçeriği

2023 yılında yapılan değişiklikler, kanunun daha güncel ihtiyaçlara cevap vermesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları doğrultusunda uyum sağlanması amacıyla yapılmıştır. Değişikliklerin temel gerekçeleri arasında, toplantı ve gösteri özgürlüğünün daha etkin bir şekilde kullanılmasının sağlanması, güvenlik güçlerinin yetkilerinin daha net belirlenmesi ve kanunun uygulanabilirliğinin artırılması yer almaktadır.

Yapılan değişikliklerden bazıları şunlardır:

  • Bildirim Süresi: Toplantı ve gösteri bildirim süresi kısaltılmıştır. Daha önce 7 gün olan bildirim süresi, bazı durumlarda 4 güne indirilmiştir. Bu, ani gelişen olaylara karşı daha hızlı tepki verilmesini ve toplantıların daha kolay organize edilmesini amaçlamaktadır.
  • Yasaklama Kriterleri: Yasaklama kriterleri daha somut ve öngörülebilir hale getirilmiştir. Daha önce genel ifadelerle yasaklama kararı alınabiliyorken, artık yasaklama kararının belirli ve açık gerekçelere dayanması gerekmektedir. Örneğin, “kamu düzenini bozma ihtimali” gibi genel bir ifade yerine, “belirli bir binanın önünde şiddet olaylarının yaşanması beklentisi” gibi daha spesifik bir gerekçe sunulması zorunlu hale gelmiştir.
  • Güvenlik Güçlerinin Yetkileri: Güvenlik güçlerinin yetkileri daha detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Güvenlik güçlerinin, toplantı ve gösteri sırasında kullanabileceği güç araçları ve bu araçların kullanım koşulları belirlenmiştir. Orantılılık ilkesine uygun hareket edilmesi ve gereksiz güç kullanımından kaçınılması vurgulanmıştır.
  • Yaptırımlar: Kanuna aykırı davranışlara yönelik yaptırımlar güncellenmiştir. Özellikle, şiddet olaylarına karışanlar ve kamu malına zarar verenler için daha ağır cezalar öngörülmüştür.

Değişikliklerin Uygulamadaki Etkileri

Yapılan değişikliklerin uygulamadaki etkileri henüz tam olarak değerlendirilememekle birlikte, bazı olumlu gelişmeler gözlemlenmektedir. Bildirim süresinin kısaltılması, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların toplantı ve gösteri yapma konusunda daha istekli olmasını sağlamıştır. Yasaklama kriterlerinin somutlaştırılması, valiliklerin keyfi yasaklama kararları almasını zorlaştırmıştır. Güvenlik güçlerinin yetkilerinin daha net belirlenmesi, hem güvenlik güçlerinin hem de katılımcıların haklarını korumaya yardımcı olmuştur.

Ancak, uygulamada bazı sorunlar da yaşanmaktadır. Özellikle, valiliklerin yasaklama kararlarını gerekçelendirme konusunda hala yetersiz kaldığı ve bazı durumlarda orantısız güç kullanımının devam ettiği yönünde eleştiriler bulunmaktadır. Ayrıca, kanunun uygulanmasında farklı illerde farklı uygulamaların olduğu ve bu durumun hukuki güvenceyi zayıflattığı da belirtilmektedir. Örneğin, İstanbul’da bir toplantı için alınan bir karar ile Ankara’da aynı nitelikteki bir toplantı için alınan karar arasında farklılıklar görülebilmektedir.

AİHM Kararları ve Kanun’un Uyum Süreci

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’deki toplantı ve gösteri özgürlüğü konusundaki uygulamaları yakından takip etmektedir. AİHM, Türkiye’yi, toplantı ve gösteri özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalar nedeniyle birçok kez mahkum etmiştir. Özellikle, bildirimin yasaklama kararına yol açması, orantısız güç kullanımı ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması gibi konularda AİHM’nin kararları Türkiye’yi etkilemiştir.

2023 yılında yapılan değişiklikler, AİHM’nin kararları doğrultusunda kanunun uyum sürecini hızlandırmayı amaçlamaktadır. Ancak, kanunun AİHM standartlarına tam olarak uyum sağlaması için daha fazla düzenleme yapılması gerekebilir. Özellikle, yasaklama kararlarının daha şeffaf ve öngörülebilir olması, güvenlik güçlerinin orantılılık ilkesine uygun hareket etmesi ve ifade özgürlüğünün korunması konularında daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.

Sonuç

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’nda yapılan son değişiklikler, toplantı ve gösteri özgürlüğünün daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak, güvenlik güçlerinin yetkilerini netleştirmek ve AİHM kararları doğrultusunda uyum

Bir yanıt yazın