Paydaşlar arasında ecrimisil

8. Hukuk Dairesi 2018/3965 E. , 2018/9495 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Haksız İşgal Tazminatı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, kök miras bırakanları annelerinden kalan ve tapu tahsis belgesi ile zilyet olduğu 304 ada 10 parsel sayılı taşınmazda davalının 20 yıldır oturduğunu, 4 kardeş olduklarını ve davalının kendilerine ecrimisil vermediğini belirterek 2009 yılından beri ecrimisil istediğini 1.1.2009 yılı aylık kira bedeli 350 TL olmak üzere 12 aylık 4200.00 TL,1.1.2010 yılı aylık kira bedeli 400 TL den 4800.00 TL,1.1.2011 yılı için aylık kira bedeli 5400 TL,1.1.2012 yılı aylık kira bedeli 500 TL den 6000 TL,1.1.2013 yılı aylık 60 TL den 12 ay 7200 TL olmak üzere toplam 27.600 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu yerin ne kendisi ne de davacı adına tapulu olmadığını davacının ecrimisil isteme hakkının olmadığını,1993 yılında annesinin bakma şartıyla gel burayı kullan dediğini,2006 yılında annesi vefat edene kadar eşiyle birlikte annesinin bakımın, yaptıklarını, davacının ev üzerinde hakkı olmadığı gibi masraflarına katılmadığını,vergilerini kendisinin ödediğini,davacının talep ettiği ecrimisil bedelinin fahiş olduğunu,emsal kiraların çevrede çok düşük olduğunu, 4 kardeş oldukları için davacının ancak ¼ hakkının olduğunu ve ecrimisil isteği yönünden de intifadan men şartının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 5.013,25 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; karar, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zilyetliğe dayalı taşınmazda paydaşlar arası ecrimisil istemine ilişkindir.
Çekişme konusu bahçeli ahşap ev nitelikli 304 ada 10 parsel sayılı taşınmazın dava dışı… adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı olduğu sabittir. Dosya içerisinde davacı ve davalı murisi …’ın 304 ada 5 ve 10 parsellerde bulunan toplam 329 m2 yüzölçümlü yığma gecekonduya ilişkin 30.11.1984 tarihli tapu tahsis belgesi olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).
Somut olaya gelince; taşınmaz davacı tarafından konut olarak kullanılıp doğal semere getiren yerlerden de olmadığı için intifadan men şartının aranacağı kuşkusuzdur. Dosyada tanık olarak dinlenen …ın beyanına göre taraflar arasında 2000 li yılların başında taşınmaz kullanımı için ihtilaf olduğu, dava tarihinin ise 2014 yılı olup davacının geçen bu süre içerisinde davalının dava konusu taşınmazda oturmasına zımnen de olsa rıza göstermesi nedeniyle dava tarihi itibariyle intifadan men koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığına göre davacının ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı HMK’nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın