-
Fihrist
COVID-19 Dönemi Boşanmaları: 2025 Hukuki ve Sosyal Etkileri
COVID-19 pandemisi, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de sosyal ve hukuki yapıyı derinden etkilemiştir. Pandemiyle birlikte evlerde geçirilen sürenin artması, ekonomik zorluklar, psikolojik baskılar ve değişen yaşam koşulları, evliliklerde gerginlikleri artırmış ve boşanma oranlarında gözle görülür bir yükselişe neden olmuştur. Bu makale, COVID-19 döneminde yaşanan boşanma dalgasının 2025 yılındaki hukuki ve sosyal etkilerini detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Özellikle, boşanma davalarının seyrindeki değişiklikler, çocukların üzerindeki etkiler, nafaka ve mal paylaşımı konularındaki yeni yaklaşımlar ve aile destek mekanizmalarının önemi ele alınacaktır.
Pandemi Sürecinde Boşanma Oranlarındaki Artış ve Nedenleri
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020 ve 2021 yıllarında boşanma oranlarında belirgin bir artış gözlemlenmiştir. 2020 yılında 160.000’in üzerinde boşanma gerçekleşmiş, bu sayı 2021’de daha da yükselmiştir. Bu artışın temel nedenleri arasında şunlar sayılabilir:
- Ekonomik Zorluklar: Pandemiyle birlikte işsizlik oranlarının artması, gelirlerin azalması ve ekonomik belirsizlik, ailelerin maddi yükünü artırmış ve evliliklerde finansal sorunlara yol açmıştır.
- Psikolojik Baskılar: Karantina, izolasyon, hastalık korkusu ve kaygı, bireylerin psikolojik sağlığını olumsuz etkilemiş, stres ve gerginlik seviyelerini yükseltmiştir. Bu durum, ev içi iletişim sorunlarına ve çatışmalara zemin hazırlamıştır.
- Evde Geçirilen Sürenin Artması: Uzun süreli evde kalma, çiftlerin birbirleriyle daha fazla vakit geçirmesine neden olmuş, ancak bu durum, önceden var olan sorunların su yüzüne çıkmasına ve yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açmıştır.
- Şiddet Olaylarında Artış: Pandemi döneminde kadına yönelik şiddet olaylarında da artış gözlemlenmiştir. Bu durum, boşanma davalarının sayısını artırmanın yanı sıra, boşanma süreçlerini daha karmaşık hale getirmiştir.
Örneğin, bir araştırmaya göre, pandemi döneminde ekonomik sıkıntıları yaşayan çiftlerin boşanma olasılığı, ekonomik sıkıntı yaşamayan çiftlere göre %30 daha yüksektir. Ayrıca, psikolojik danışmanlık hizmeti alan çiftlerin boşanma oranının, danışmanlık almayan çiftlere göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir.
2025’te Boşanma Davalarının Hukuki Seyri: Yeni Trendler ve Zorluklar
2025 yılında, COVID-19 döneminde açılan boşanma davalarının sonuçlanmasıyla birlikte, hukuki süreçlerde bazı yeni trendler ve zorluklar ortaya çıkması beklenmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Online Duruşmaların Yaygınlaşması: Pandemiyle birlikte online duruşmaların yaygınlaşması, boşanma davalarının daha hızlı ve kolay bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlamıştır. Bu trendin 2025 yılında da devam etmesi beklenmektedir. Ancak, online duruşmaların bazı dezavantajları da bulunmaktadır. Örneğin, sanal ortamda iletişimin zorluğu, teknik aksaklıklar ve gizlilik endişeleri, davaların seyrini olumsuz etkileyebilir.
- Arabuluculuğun Önemi: Boşanma davalarında arabuluculuğun önemi giderek artmaktadır. Arabuluculuk, çiftlerin anlaşarak boşanmalarını ve çocukların menfaatlerini korumalarını sağlamaktadır. 2025 yılında, arabuluculuğun daha yaygın bir şekilde kullanılması ve boşanma davalarının daha azının mahkemeye gitmesi beklenmektedir.
- Nafaka ve Mal Paylaşımı Konusundaki Yeni Yaklaşımlar: Pandemi döneminde yaşanan ekonomik zorluklar, nafaka ve mal paylaşımı konularında yeni yaklaşımların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Özellikle, eşlerin gelir durumundaki değişiklikler, nafaka miktarının belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca, pandemi döneminde edinilen malların paylaşımı konusunda da farklı görüşler ortaya çıkabilmektedir.
Örneğin, bir mahkeme kararına göre, pandemi döneminde işini kaybeden bir eşin, nafaka ödeme yükümlülüğü geçici olarak askıya alınabilir. Ancak, bu durum, eşlerin ekonomik durumundaki iyileşme ile yeniden değerlendirilebilir.
Çocukların Boşanma Sürecinden Etkilenmesi ve Korunması
Boşanma, çocuklar için travmatik bir deneyim olabilir. Özellikle, COVID-19 döneminde yaşanan boşanmalar, çocukların psikolojik sağlığını daha da olumsuz etkileyebilir. Çocukların boşanma sürecinden en az zararla çıkabilmeleri için, ebeveynlerin bazı önlemler almaları gerekmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Çocukları Boşanma Sürecinden Haberdar Etmek: Çocuklara, boşanmanın nedenleri ve sonuçları hakkında doğru ve anlaşılır bir şekilde bilgi verilmelidir.
- Çocukları Ebeveynler Arasındaki Çatışmalardan Uzak Tutmak: Ebeveynler, çocukları kendi aralarındaki anlaşmazlıkların bir parçası haline getirmemeli ve çocukların önünde tartışmamalıdır.
- Çocukların Her İki Ebeveynle de İlişkisini Sürdürmesini Sağlamak: Boşanma, çocukların her iki ebeveynle de ilişkisini kesmemelidir. Çocukların her iki ebeveynle de düzenli olarak görüşmesi ve onlarla vakit geçirmesi sağlanmalıdır.
- Çocuklara Psikolojik Destek Sağlamak: Boşanma sürecinde çocukların psikolojik destek alması önemlidir. Çocukların bir psikolog veya pedagog ile görüşmesi, duygusal sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olabilir.