-
Fihrist
- Boşanmada Mal Paylaşımı: Sık Yapılan Hatalar ve 2025’te Dikkat Edilmesi Gerekenler
- En Sık Yapılan Hatalar: Eksik veya Yanlış Beyanlar
- Katkı Paylaşımının Yanlış Anlaşılması
- Borçların Paylaşımı Konusundaki İhmaller
- Aile Şirketlerinin Değerlemesi ve Paylaşımı
- Miras ve Bağışların Durumu
- 2025’te Dikkat Edilmesi Gerekenler: Yargıtay İçtihadları ve Değerleme Yöntemleri
Boşanmada Mal Paylaşımı: Sık Yapılan Hatalar ve 2025’te Dikkat Edilmesi Gerekenler
Boşanma süreci, duygusal olarak yıpratıcı olmasının yanı sıra, finansal açıdan da karmaşık bir dizi kararı beraberinde getirir. Bu kararların en önemlilerinden biri, edinilen malların paylaşımıdır. Türkiye’de boşanma davalarında mal paylaşımı, genellikle Medeni Kanun’un 229 ile 241. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerin yorumlanması ve uygulanması her davada farklılık gösterebilir. Bu nedenle, boşanma sürecinde mal paylaşımı konusunda sıkça hatalar yapılmakta ve hak kayıplarına yol açmaktadır. Bu makalede, boşanmada mal paylaşımı davalarında en sık rastlanan hatalar ve özellikle 2025 yılında dikkat edilmesi gereken hususlar detaylı bir şekilde incelenecektir.
En Sık Yapılan Hatalar: Eksik veya Yanlış Beyanlar
Boşanma davası açılırken, tarafların tüm mal varlıklarını doğru ve eksiksiz bir şekilde beyan etmesi yasal bir zorunluluktur. Ne yazık ki, birçok kişi bu konuda hatalar yapar. Bu hatalar, kasıtlı olarak mal beyanından kaçınmaktan, değerlemeyi bilinçli olarak düşürmeye kadar çeşitli şekillerde olabilir. Örneğin, bir eşin üzerine kayıtlı bir gayrimenkulü veya banka hesabını gizlemesi, davanın sonucunu önemli ölçüde etkileyebilir. Bu türden gizli kalmış malların ortaya çıkması durumunda, karşı tarafın itirazı halinde, mahkeme bu malların değerlemesini yapacak ve mal paylaşımına dahil edecektir. Ancak bu durum, davanın uzamasına ve ek masrafların oluşmasına neden olabilir.
Örnek: Ayşe Hanım, eşi Mehmet Bey’e karşı boşanma davası açarken, üzerine kayıtlı olan ancak eşinden boşanmadan önce satın aldığı bir dükkanı beyan etmemiştir. Mehmet Bey, daha sonra dükkanın varlığını öğrenerek mahkemeye başvurmuştur. Mahkeme, dükkanın Mehmet Bey’in katkısı olmaksızın Ayşe Hanım’ın kişisel malı olmasına rağmen, Ayşe Hanım’ın iyi niyetli olmadığına karar vererek, davanın uzamasına ve Ayşe Hanım’ın itibar kaybına yol açmıştır.
Katkı Paylaşımının Yanlış Anlaşılması
Boşanmada mal paylaşımı, genellikle “edinilmiş mallara katılma” ilkesine dayanır. Bu ilke, evlilik birliği sırasında tarafların edindiği mallara, evliliğin sona ermesi halinde her iki eşin de katkıda bulunması ve bu malların paylaşılması anlamına gelir. Ancak, katkının ne şekilde değerlendirileceği konusunda sıkça yanlış anlaşılmalar yaşanır. Özellikle, ev işleri ve çocuk bakımı gibi parasal olmayan katkılar, genellikle yeterince dikkate alınmaz. 2025 yılında, Yargıtay’ın bu konudaki içtihadının daha da netleşmesi ve parasal olmayan katkıların, edinilen mallardaki payın belirlenmesinde daha belirleyici hale gelmesi beklenmektedir.
Örnek: Fatma Hanım, evlendikten sonra çalışmayı bırakmış ve tüm ev işlerini üstlenmiştir. Eşi Ali Bey ise, çalışarak önemli bir birikim yapmıştır. Boşanma sürecinde, Fatma Hanım’ın ev işleri ve çocuk bakımı gibi parasal olmayan katkıları, Ali Bey’in birikimindeki payının belirlenmesinde dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde, Fatma Hanım’ın hak kaybına uğraması söz konusu olabilir.
Borçların Paylaşımı Konusundaki İhmaller
Mal paylaşımı sadece varlıkları değil, borçları da kapsar. Evlilik birliği sırasında edinilen borçlar, genellikle eşler arasında eşit olarak paylaşılır. Ancak, borcun edinilme şekli ve amacı, paylaşım oranını etkileyebilir. Örneğin, bir eşin kendi kişisel ihtiyaçları için aldığı borç, diğer eşin sorumluluğunu doğurmayabilir. Borçların doğru bir şekilde tespit edilmesi ve paylaşımının yapılabilmesi için, tüm kredi kartı ekstreleri, banka hesap hareketleri ve diğer borç belgelerinin mahkemeye sunulması gerekmektedir. Borçların gizlenmesi veya yanlış beyan edilmesi, tıpkı varlıkların gizlenmesi gibi, davanın sonucunu olumsuz etkileyebilir.
Aile Şirketlerinin Değerlemesi ve Paylaşımı
Boşanma davalarında en karmaşık konulardan biri, taraflardan birinin veya her ikisinin de ortağı olduğu aile şirketlerinin değerlemesi ve paylaşımıdır. Şirketin değerinin doğru bir şekilde belirlenmesi, mal paylaşımının adil bir şekilde yapılabilmesi için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, değerleme işleminin uzman bir bilirkişi tarafından yapılması ve bilirkişi raporunun dikkatlice incelenmesi gerekmektedir. Şirketin gizli karı veya gelecekteki potansiyeli gibi faktörler de değerleme sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır. 2025 yılında, aile şirketlerinin değerlemesi konusunda daha sıkı denetimler yapılması ve bilirkişi raporlarının kalitesinin artırılması beklenmektedir.
Miras ve Bağışların Durumu
Bir eşin, evlilik birliği sırasında miras yoluyla veya bağış yoluyla elde ettiği mallar, genellikle kişisel mal olarak kabul edilir ve mal paylaşımına tabi tutulmaz. Ancak, bu malların evlilik birliği içinde kullanılması veya değerlendirilmesi durumunda, evlilik birliğine katkı sağlamış sayılabilir ve mal paylaşımına dahil edilebilir. Bu konuda, her davanın kendine özgü koşulları dikkate alınmalıdır. Miras yoluyla elde edilen bir gayrimenkulün, evlilik birliği tarafından kullanılması durumunda, bu durumun mahkemeye kanıtlanması önemlidir.
2025’te Dikkat Edilmesi Gerekenler: Yargıtay İçtihadları ve Değerleme Yöntemleri
2025 yılında boşanma davalarında mal paylaşımı konusunda dikkat edilmesi gereken bazı önemli hus