-
Fihrist
İcra Takibi İtirazın İptali Davası Sürecinde Sık Yapılan Hatalar ve 2025’te Dikkat Edilmesi Gerekenler

İcra takibi, alacaklının alacağını tahsil etmek için başvurduğu, yasal bir süreçtir. Bu süreçte borçlu, alacaklıya itiraz hakkını kullanabilir. Alacaklı ise bu itirazın iptalini talep ederek, icra takibine devam etmek isteyebilir. İtirazın iptali davası, hem alacaklı hem de borçlu açısından dikkat gerektiren bir süreçtir. Özellikle dava sürecinde yapılan hatalar, istem dışı sonuçlara yol açabilir ve süreci uzatabilir. Bu makalede, itirazın iptali davası sürecinde en sık yapılan hatalar detaylı bir şekilde incelenecek ve 2025 yılında bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar vurgulanacaktır.
İtirazın İptali Davasında En Sık Yapılan Hatalar (Alacaklı Açısından)
Alacaklıların itirazın iptali davalarında sıklıkla düştüğü hatalar, genellikle delil eksikliği, yanlış usul izlenmesi veya süresinde işlem yapmamaktan kaynaklanır. İşte en yaygın hatalardan bazıları:
- Yetersiz Delil Sunumu: Alacaklı, alacağını ispatlamak için yeterli ve inandırıcı delil sunmakla yükümlüdür. Sadece fatura, sözleşme veya senet ibraz etmek her zaman yeterli olmayabilir. Özellikle sözleşmenin imzalandığına dair şahit ifadesi, karşılıklı yazışmalar (e-posta, SMS vb.) veya banka kayıtları gibi destekleyici delillerin sunulması önemlidir. Örneğin, bir mal satışından kaynaklanan alacak için sadece fatura sunmak, malın gerçekten teslim edildiğini ve kabul edildiğini ispatlamayabilir. Bu durumda, taşıma irsaliyesi, mal teslim tutanağı veya müşteri tarafından gönderilen kabul e-postası gibi delillerle fatura desteklenmelidir.
- Yanlış Mahkeme Seçimi: İtirazın iptali davası, itirazın yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde açılmalıdır. Yanlış mahkemede dava açılması, davanın reddine yol açabilir ve süreci gereksiz yere uzatır.
- Süre Aşımı: İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Bu sürenin aşılması, dava hakkının düşmesine neden olur. Özellikle alacaklının itirazı takip etmemesi veya itirazın tebliğ tarihini yanlış hesaplaması durumunda süre aşımı riski ortaya çıkabilir.
- Dava Dilekçesinde Usule Aykırılıklar: Dava dilekçesinin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) ve ilgili mevzuata uygun olarak hazırlanması gerekir. Dilekçede, alacaklı ve borçlunun doğru ve eksiksiz bilgileri, alacağın dayanağı olan işlemlerin ayrıntılı açıklaması, itirazın nedenlerinin yanlış olduğunu gösteren hukuki gerekçeler ve talep edilen hususlar açıkça belirtilmelidir. Eksik veya hatalı bir dilekçe, mahkeme tarafından düzeltilmesi istenebilir veya doğrudan reddedilebilir.
- İcra Takibinin Usulsüzlüğü: İtirazın iptali davası, icra takibinin kendisinin usulsüzlüğünü ortadan kaldırmaz. Eğer icra takibi usulsüz ise (örneğin, yanlış adreslere tebligat yapılması), mahkeme itirazı haklı bulabilir ve takibi durdurabilir. Bu nedenle, alacaklının icra takibini başlatmadan önce tüm yasal gereklilikleri yerine getirmesi ve takibin usulsüzlüğe yol açacak herhangi bir durumunun olmamasına dikkat etmesi önemlidir.
İtirazın İptali Davasında En Sık Yapılan Hatalar (Borçlu Açısından)
Borçluların itirazın iptali davalarında yaptığı hatalar ise genellikle itirazın dayanağını yeterince açıklamamaktan, delil sunmamaktan veya savunmayı geç hazırlamaktan kaynaklanır. İşte borçluların sıkça düştüğü hatalar:
- İtirazın Dayanağını Belirsiz Şekilde İfade Etmek: Borçlu, itirazında alacağın neden doğru olmadığını açık ve net bir şekilde belirtmelidir. “Borcu ödedim”, “Mal ayıplıydı” veya “Hizmet kusurluydu” gibi genel ifadeler yerine, ödemenin yapıldığına dair banka dekontu, malın ayıplı olduğuna dair bilirkişi raporu veya hizmetin kusurlu olduğuna dair şahit ifadesi gibi somut delillerle itirazı desteklemek gerekir.
- Delil Sunmamak veya Geç Sunmak: Borçlu, itirazını destekleyen delilleri mahkemeye sunmakla yükümlüdür. Delillerin sunulmaması veya süresi içinde sunulmaması, mahkeme tarafından itirazın reddine yol açabilir.
- Savunmayı Geç Hazırlamak: İtirazın iptali davasında borçlu, kendisine verilen süre içinde savunmasını hazırlamalı ve mahkemeye sunmalıdır. Savunmanın geç hazırlanması veya hiç hazırlanmaması, borçlunun aleyhine sonuçlanabilir.
- Davanın Önemsiz Olduğunu Düşünmek: Birçok borçlu, itirazın iptali davasını önemsiz görerek avukat tutmamayı veya davayı ciddiye almamayı tercih eder. Ancak, itirazın iptali davası, borçlunun alacaklıya karşı önemli haklarını koruduğu bir süreçtir. Bu nedenle, borçlunun davayı ciddiye alması ve bir avukatla çalışması önemlidir.
- Karşı Davacı Olma Fırsatını Değerlendirmemek: Bazı durumlarda, borçlu, alacaklının kendisine karşı bir zararı olduğuna inanıyorsa, itirazın iptali davası içerisinde