-
Fihrist
Zina Nedeniyle Boşanma Davaları: Yargıtay Kararları Işığında 2025 Güncel İçtihatlar

Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 161, zinanın boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir. Zina, evlilik birliği devam ederken bir eşin, başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi olarak tanımlanır. Zina nedeniyle boşanma davaları, son yıllarda Yargıtay içtihatlarında önemli değişiklikler ve netleştirmeler göstermiştir. Bu makalede, Yargıtay’ın 2025 yılına kadar olan güncel kararları ışığında, zina nedeniyle boşanma davalarının inceliklerini, ispat yöntemlerini, tazminat konularını ve olası gelişmeleri detaylı bir şekilde ele alacağız.
Zinanın Hukuki Niteliği ve Boşanma Şartları
Zina, evlilik birliğine kasteden kusurlu bir davranış olarak kabul edilir. Zina nedeniyle boşanma davası açabilmesi için davacı eşin, davalının işlediği zina eylemini kanıtlaması gereklidir. Sadece şüphe veya dedikodu yeterli değildir. Ayrıca, davacının zinanın işlendiği tarihten itibaren 6 ay içinde dava açması, aksi takdirde hak düşmesi söz konusu olacaktır. Ancak, davalının zinasını devam ettirmesi durumunda bu süre yeniden başlayabilir. Yargıtay, eşin zinasını öğrenme tarihinin, hak düşürme süresinin başlangıcı için önemli olduğunu sıklıkla vurgulamaktadır. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2024/XXXX sayılı kararında, zinanın davacıya ihbar yoluyla öğrenildiği, ancak ihbarın içeriğinin ve güvenilirliğinin davacı tarafından derhal araştırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Zinanın İspat Yöntemleri: Zorluklar ve Güncel Yaklaşımlar
Zinanın ispatı, en çok tartışılan konulardan biridir. TMK 161/4 maddesi “Zina ancak kocanın araştırma hakkı dinlenerek veya diğer geçerli bir şekilde kanıtlanabilir.” hükmünü içermektedir. “Diğer geçerli şekilde” ibaresi, Yargıtay kararlarıyla zaman içerisinde genişletilmiş olsa da, hala birçok tartışmaya neden olmaktadır. Geleneksel olarak, zinanın ispatı için dört gözle şahitlik gereklidir ki bu, pratikte neredeyse imkansızdır. Bu nedenle, Yargıtay, aşağıdaki gibi kabul ettiği diğer ispat yöntemlerine daha fazla ağırlık vermeye başlamıştır:
- Hukuka Aykırı Elde Edilen Deliller: Yargıtay, başlangıçta hukuka aykırılık teşkil eden delilleri (örneğin, özel hayatın gizliliğini ihlal eden telefon dinlemeleri, mesajlaşmaların kopyalanması) reddetmekteydi. Ancak son içtihatlarda, bu tür delillerin varlığı, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek zinanın varlığına dair güçlü bir kanaat oluşturması halinde, bunları dikkate alma eğilimi göstermiştir. Ancak, bu durumun istisnai olduğu ve delilin elde ediliş şeklinin hukuka uygunluğunu etkileyen faktörlerin (örneğin, eşin kusurlu davranışı) dikkate alınması gerektiği belirtilmelidir.
- İtiraf: Davalının zinasını itiraf etmesi, en güçlü ispat yöntemlerinden biridir. Ancak, itirafın serbest iradeyle verilmiş olması ve baskı altında alınmamış olması önemlidir.
- Tanık Beyanları: Dört gözle şahitlik şartı olmasa da, tanık beyanlarının inandırıcı ve tutarlı olması gerekmektedir. Tanıkların, zinanın gerçekleştiğine dair doğrudan bir gözlemi olmasa bile, davalı eşin davranışları, seyahatleri veya diğer şüpheli durumlar hakkında bilgi vermesi, zinanın varlığına dair bir karine oluşturabilir.
- Delil Serbestisi İlkesi: Yargıtay, delil serbestisi ilkesini de zinanın ispatında göz önünde bulundurmaktadır. Bu ilke, herhangi bir delil türünün kullanılmasına engel teşkil etmez. Ancak, her delilin değerinin ve ağırlığının, mahkeme tarafından takdir edileceği unutulmamalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2023/XXXX E., 2024/XXXX K. sayılı kararlarında, sosyal medyadan elde edilen delillerin, tanık beyanları ve diğer delillerle birlikte değerlendirilebileceği belirtilmiştir. Bu, zina ispatında önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir.
Zina Nedeniyle Boşanmada Tazminat Hakları
Zina nedeniyle boşanmaya sebep olan eş, diğer eşin manevi tazminat talebiyle karşı karşıya kalabilir. Manevi tazminat, boşanma nedeniyle mağdur olan eşe, duyduğu acı, keder ve elem karşılığında ödenen bir tazminat türüdür. Yargıtay, manevi tazminatın miktarını belirlerken, zinanın ağırlığı, evlilik süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve zinanın mağdur eş üzerindeki etkilerini dikkate almaktadır. Özellikle, zina eyleminin kamuya açık bir şekilde gerçekleştirilmesi veya eşin ağır kusurlu olması durumunda, manevi tazminat miktarı artabilmektedir.
Ayrıca, zina nedeniyle boşanma davasında, kusurlu tarafın ekonomik olarak güçlü olması ve diğer eşin yoksulluğa düşmesi durumunda, maddi tazminat da talep edilebilir. Maddi tazminat, boşanma nedeniyle uğranılan ekonomik zararları karşılamayı amaçlar.
Yargıtay’ın Tazminat Konusundaki Yaklaşımları (2025’e Kadar)
Yargıtay, son yıllarda zina nedeniyle manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde daha hassas bir yaklaş