Kısa Çalışma Ödeneği Uygulamalarında Hukuki Temel

Kısa Çalışma Ödeneği Uygulamalarında Hukuki Temel

Kısa Çalışma Ödeneği Uygulamalarında Hukuki Temel

Kısa çalışma ödeneği (KÇÖ), işverenlerin ekonomik zorluklar nedeniyle çalışma sürelerini azaltmak zorunda kaldığı durumlarda çalışanların gelir kaybını kısmen telafi etmeyi amaçlayan bir sosyal güvenlik mekanizmasıdır. Türkiye’de KÇÖ uygulaması, özellikle COVID-19 pandemisiyle birlikte yaygınlaşmış ve iş dünyası ile çalışanlar için önemli bir destek unsuru haline gelmiştir. Bu makale, Kısa Çalışma Ödeneği uygulamasının Türkiye’deki hukuki temelini, kapsamını, şartlarını, işleyişini ve güncel tartışmaları detaylı bir şekilde inceleyecektir.

Kısa Çalışma Ödeneğinin Tarihsel Gelişimi ve Hukuki Dayanağı

Türkiye’de kısa çalışma ödeneği kavramı, ilk olarak 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile ortaya çıkmıştır. Ancak, başlangıçtaki uygulama alanı ve kapsamı oldukça sınırlıydı. Kanun, işverenlerin kısmi veya tam süreli işten çıkarmak yerine, çalışanların çalışma sürelerini azaltması durumunda işsizlik sigortası fonundan ödeme yapılmasını öngörmekteydi. Ancak, bu ödemeler belirli şartlara bağlıydı ve genellikle ekonomik kriz dönemlerinde sınırlı sayıda işveren tarafından kullanılıyordu.

COVID-19 pandemisiyle birlikte, KÇÖ uygulaması önemli ölçüde genişletilmiş ve daha erişilebilir hale getirilmiştir. 24.03.2020 tarihli ve 31125 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile KÇÖ uygulamasına ilişkin usul ve esaslar belirlenmiş, uygulama süresi uzatılmış ve kapsamı genişletilmiştir. Bu kararlar, 4447 sayılı Kanun’a ek olarak, KÇÖ’nün uygulanmasına ilişkin detaylı düzenlemeler getirmiştir. Özellikle, pandemi döneminde KÇÖ’ye başvurma şartları kolaylaştırılmış, ödeme oranları artırılmış ve daha fazla sayıda işveren ve çalışanın bu destekten yararlanması sağlanmıştır. Günümüzde KÇÖ uygulaması, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu, ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararları ve İŞKUR tarafından yayımlanan genelgeler çerçevesinde yürütülmektedir.

Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanma Şartları

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmek için hem işveren hem de çalışanlar belirli şartları sağlamak zorundadır. İşveren açısından temel şartlar şunlardır:

  • İşverenin, İŞKUR’a kayıtlı olması ve işsizlik sigortası primlerini düzenli olarak ödemesi gerekmektedir.
  • İşverenin, kısmi veya tam süreli çalışma zorunluluğu nedeniyle çalışma sürelerini azaltması gerekmektedir. Bu zorunluluk, ekonomik nedenler, doğal afetler veya salgın hastalıklar gibi öngörülemeyen durumlar nedeniyle ortaya çıkmalıdır.
  • İşverenin, kısmi çalışma uygulaması nedeniyle işten çıkarma yapmaması gerekmektedir.

Çalışanlar açısından ise temel şartlar şunlardır:

  • Çalışanın, işverenin kısmi çalışma başvurusunun onaylanmasıyla birlikte çalışma süresi kısaltılmış olması gerekmektedir.
  • Çalışanın, işsizlik sigortası hak kazanma şartlarını taşıması gerekmektedir (en az 30 gün sigortalılık süresi ve son 3 yılda en az 60 gün sigortalılık süresi).
  • Çalışanın, kısmi çalışma süresince çalışmaya devam etmesi ve işverenden kısmi çalışma ücreti alması gerekmektedir.

Kısa Çalışma Ödeneğinin İşleyişi ve Ödeme Miktarı

Kısa çalışma ödeneği başvurusu, işveren tarafından İŞKUR’a elektronik ortamda yapılır. Başvuru onaylandıktan sonra, çalışanların kısmi çalışma süresine göre ödeme yapılır. Ödeme miktarı, çalışanın normal ücreti ile kısmi çalışma ücreti arasındaki farkın belirli bir oranıdır. Pandemi döneminde bu oranlar artırılmış olsa da, güncel oranlar İŞKUR tarafından belirlenmektedir.

Örneğin, bir çalışanın normal brüt ücreti 5.000 TL ve kısmi çalışma ücreti 3.000 TL ise, KÇÖ ödemesi (oranlara bağlı olarak) 2.000 TL olabilir. Bu ödeme, çalışanın banka hesabına doğrudan yatırılır. KÇÖ ödemeleri, vergi ve sigorta kesintilerine tabidir.

Kısa Çalışma Ödeneği Uygulamasındaki Tartışmalar ve Eleştiriler

Kısa çalışma ödeneği uygulaması, özellikle pandemi döneminde birçok işletmenin ayakta kalmasına ve çalışanların gelir kaybının azaltılmasına yardımcı olmuştur. Ancak, uygulamayla ilgili bazı tartışmalar ve eleştiriler de bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Uygulama Kriterlerinin Belirsizliği: Bazı işverenler, KÇÖ’ye başvuru şartlarının karmaşık ve belirsiz olduğunu, bu durumun başvuruların reddedilmesine veya gecikmesine neden olduğunu belirtmektedir.
  • Ödeme Süreçlerindeki Gecikmeler: KÇÖ ödemelerinin zamanında yapılmaması, çalışanların mağduriyetine yol açabilmektedir.
  • Kötüye Kullanım Riski: KÇÖ’nün bazı işverenler tarafından kötüye kullanıldığı, kısmi çalışma uygulaması altında işten çıkarmaların yapıldığı iddiaları bulunmaktadır.
  • Sürdürülebilirlik: KÇÖ’nün uzun vadeli sürdürülebilirliği konusunda endişeler bulunmaktadır. İşsizlik sigortası fonunun bu tür ödemelerle aşırı yüklenmesi, fonun gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmasına neden olabilir.

Sonuç

Kısa çalışma ödeneği, Türkiye’de işsizlik sigortası sisteminin önemli bir parçası haline gelmiştir. Özellikle ekonomik krizler ve pandemi gibi beklenmedik durumlarda, işverenlerin ve çalışanların korunması açısından kritik bir rol oynam

Bir yanıt yazın