-
Fihrist
- Menfi Tespit Davaları: Yargıtay Kararları Işığında 2025 Güncel İçtihatları
- Menfi Tespit Davasının Hukuki Niteliği ve Şartları
- Yargıtay’ın Menfi Tespit Davalarında Güncel İçtihatları (2025)
- 1. Sözleşme Serbestisi ve Şekil Şartları
- 2. Haksız Fiil ve Zenginleşme Nedeniyle Alacak Talepleri
- 3. İtirazın Kesin Hüküm Etkisi ve Menfi Tespit Davası
- 4. Delil Yükü ve İspat Zorluğu
Menfi Tespit Davaları: Yargıtay Kararları Işığında 2025 Güncel İçtihatları

Menfi tespit davası, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve İcra İflas Kanunu (İİK) çerçevesinde, bir borcun mevcut olmadığını veya geçerli olmadığını ileri süren alacaklının açtığı bir davadır. Bu dava türü, özellikle haksız veya şüpheli alacak taleplerine karşı borçluyu korumayı amaçlar. Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları, menfi tespit davalarının kapsamını, şartlarını ve sonuçlarını belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. 2025 yılı itibarıyla Yargıtay kararlarında görülen güncel eğilimler ve içtihatlar, bu makalede detaylı bir şekilde incelenecektir.
Menfi Tespit Davasının Hukuki Niteliği ve Şartları
Menfi tespit davası, aslen bir itiraz davası niteliğindedir. Yani, alacaklının icra takibi veya genel mahkemelerde açtığı bir davaya karşı borçlu tarafından açılır. TBK m. 83’e göre, bir borcun varlığına veya geçerliliğine dair şüphe varsa, borçlu menfi tespit davası açabilir. Davanın açılabilmesi için bazı şartların sağlanması gerekmektedir:
- Alacak Talebinin Varlığı: Menfi tespit davası, henüz kesinleşmemiş bir alacak talebine karşı açılmalıdır. Kesinleşmiş bir alacak için menfi tespit davası açılamaz.
- Borçlunun İtirazı: Borçlu, alacak talebinin hukuka aykırı olduğunu veya borcun bulunmadığını iddia etmelidir. Bu iddia, somut delillerle desteklenmelidir.
- İcra Takibi veya Dava: Genellikle, menfi tespit davası, alacaklının başlattığı bir icra takibine veya açtığı bir davaya karşı açılır. Ancak, alacaklının henüz bir icra takibi başlatmadığı durumlarda da, alacak talebinin varlığına dair ciddi bir endişe varsa dava açılabilir.
Yargıtay, son kararlarında, menfi tespit davasının açılabilmesi için alacak talebinin “ciddi ve muhtemel” olması gerektiğini vurgulamaktadır. Sadece soyut iddialarla veya şüphelerle menfi tespit davası açılamaz. Örneğin, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2024/XXXX E. ve 2025/YYYY K. sayılı kararında, alacaklının sunduğu belgelerin yetersiz olduğu ve alacak talebinin somut delillerle desteklenmediği gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtay’ın Menfi Tespit Davalarında Güncel İçtihatları (2025)
2025 yılına gelindiğinde, Yargıtay’ın menfi tespit davalarına ilişkin içtihatlarında bazı önemli değişiklikler ve vurgular göze çarpmaktadır:
1. Sözleşme Serbestisi ve Şekil Şartları
Yargıtay, sözleşme serbestisi ilkesini gözetmekle birlikte, özellikle tüketici sözleşmelerinde şekil şartlarının eksikliği durumunda menfi tespit davalarının kabulüne daha eğilimli davranmaktadır. Tüketicinin korunması ilkesi gereği, sözleşmenin yazılı olması gerektiği halde yazılı olmadığı durumlarda, alacaklının talebi genellikle reddedilmektedir. Örneğin, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2025/ZZZZ E. sayılı kararında, bir kredi sözleşmesinin yazılı olmadığı ve tüketiciye gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir.
2. Haksız Fiil ve Zenginleşme Nedeniyle Alacak Talepleri
Haksız fiil veya zenginleşme nedeniyle ortaya çıkan alacak taleplerine karşı açılan menfi tespit davalarında, Yargıtay, olayın somut koşullarını daha dikkatli incelemektedir. Alacaklının zararı veya zenginleşmesi somut delillerle kanıtlanamazsa, menfi tespit davası kabul edilebilmektedir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 2025/AAAA E. sayılı kararında, bir trafik kazası nedeniyle tazminat talebinde bulunan alacaklının, zararın oluştuğunu ve borçlunun kusurlu olduğunu yeterince ispatlayamadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmiştir.
3. İtirazın Kesin Hüküm Etkisi ve Menfi Tespit Davası
İcra takibine karşı yapılan itirazın kesin hüküm oluşturması durumunda, aynı alacak için yeniden menfi tespit davası açılamaz. Ancak, itirazın kesin hüküm oluşturmadığı veya itirazın reddedildiği durumlarda, menfi tespit davası açılabilir. Yargıtay, itirazın kesin hüküm etkisini değerlendirirken, davanın konusunu ve taraflarını dikkatlice incelemektedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2025/BBBB E. sayılı kararında, daha önce icra takibine karşı yapılan itirazın kesin hüküm oluşturduğu ve aynı alacak için yeniden menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Delil Yükü ve İspat Zorluğu
Menfi tespit davalarında, borçlu, borcun olmadığını veya geçerli olmadığını iddia ettiği için delil yükü borçludadır. Ancak, Yargıtay, delil toplama konusunda borçluya yardımcı olmalı ve alacaklının sunduğu delilleri eleştirel bir şekilde değerlendirmelidir. Özellikle, alacaklının sunduğu belgelerin sahte veya şüpheli olduğu durumlarda, Yarg